GİRİŞ
İslamda müsbet hukukun kaynaklarına " delil" denilmiş, bu da " üzerinde düşünülüp akıl yorularak şer-i hükme varılan şey" diye tarif edilmiştir. Kaynaklar çeşitli bakımlardan kısımlara ayrılmış ise de önemli olan akli-nakli, asıl-feri şeklindeki ayrımlardır. Hükmün kaynağı -vahyin ışığında, onun rehberliğinde işleyen- akıl olmaktadır. Kıyas akli delillerin başında gelir, İstihsan, mesalih-i mürsele ve istıshâb da akli deliller içinde mütâlaa edilmiştir. Nakli delil ise doğrudan vahye dayanan,. vahyin açık ifâdesinden ibâret olan delildir; burada aklın, anlama ve uygulamanın ötesinde bir rolü yoktur. Kitab (Kuran) ve Sünnet nakli delillerin esasını teşkil eder. İcmâ, sahabi mezhebi ve eski dinlere ait hükümler de nakli deliller içinde yer almaktadır. İsimlerini yukarda zikrettiğimiz bu kaynaklardan "Kitab, Sünnet, İcma ve Kıyas" asli deliller, diğerleri ise -bunlara dayandığı, bunlardan çıktığı için- feri veya tali deliller çerçevesine sokulmuştur. Bütün diğer deliller bir yandan meşrüiyetlerini Kuran'dan aldıkları, diğer yandan onun, açıklayıcısı mâhiyetinde bulundukları için Kitâb'a (Kuran-ı Kerim'e) varıp dayanmaktadır.Derece itibariyle de önce Kuran, sonra sırasıyle Sünnet, İcmâ, Kıyas ve diğe leri gelmektedir.(kaynak : Hayrettin Karaman).
|