ÖRF
İnsanların çoğunun benimseyip alışkanlık haline getirdiği işlere veya duyulduğunda hatıra başka bir anlam gelmeyecek derecede özel bir anlamda kullanılmayı teâmül haline getirdikleri lafızlara “örf” denir. “Müslümanların güzel gördü&;shy;ğü şey Allah katında da güzeldir.”87 hadisi örfün şer’î bir delil olduğunu gösterir. Mecelle’de; “Örfen ma’rûf olan şey şart kılınmış gibidir” (Mad. 43), “Örf ile tayin, nass ile tayin gibidir” (Mad. 45) maddeleri örfün beşerî muamelelerdeki önemini belirtir.
Örf, Kitap ve Sünnete aykırı düşerse geçerli olmaz. Meselâ; içki ve faizcilik bazen, insanlar tarafından adet haline getirilebilir. Bu geçerli örf sayılmaz. Buna göre, bir islâm toplumunda oluşan örfler ikiye ayrılır. a) Sahih Örf. Meselâ; sanatkâra mal siparişi demek olan istisna akdi, yaygın örf sebebiyle, çoğunluk fakihler tarafından caiz görülmüştür. b) Fasit örf. Kesin bir nass’a aykırı düştüğü için muteber sayılmayan örf türüdür. Yaygın içki ve faizcilik alışkanlığı gibi.88
Örflerin değişmesi bazen hüküm değişikliğine de yol açar. Mesela; Hanefî imamları; Kur’an öğretme karşılığında ücret almanın caiz olmadığı konusunda görüş birliği içindeydiler. Çünkü Kur’an öğretmek, bir taat ve ibadettir. Bu hüküm o devrin şartlarına uygundu. Çünkü o zaman, Kur’an öğreticilerine Devlet bütçesinden ödenek ayrılıyordu. Fakat daha sonra şartlar değişti ve ödenek kesildi. Sonraki Hanefi fakihleri kendi devirleri ile, önceki imamların devrindeki şartlar arasındaki değişikliği dikkate alarak; gerek Kur’an-ı Kerim öğretimi ve gerekse imamlık, müezzinlik gibi diğer taat karşılığında ücret alınabileceğine hüküm verdiler.89
(kaynak : Hamdi Döndüren).
|