İSTİHSAN
İstihsan sözlükte, birşeyi güzel bulmak, güzel saymak demektir. Bir fıkıh usulü terimi olarak ise şöyle tarif edilir: İstihsan, müctehidin, bir meselede, kendi kanaatince o meselenin benzerlerinde verdiği hükümden vazgeçmesini gerektiren nass (ayethadis),icma, zaruret, gizli kıyas, örf veya maslahat gibi bir delile dayanarak, o hükmü bırakıp başka bir hüküm vermesidir.
Bazen şer’î bir mesele, genel nitelikli nass’lardan birinin veya fıkıhta yahut bazı mezheplerde benimsenip yerleşmiş bulunan bir genel kuralın kapsamına girer. Fakat bu meselede, o genel nass’ın veya genel kuralın aksi yönde hüküm vermeyi gerektiren başka bir nass, icma, zaruret, örf ve maslahat gibi özel bir delil daha bulunur. İşte müctehidin böyle bir durumda, benzerlere uygulanan hükümden vazgeçip, özel delile göre hüküm vermesine “istihsan” adı verilir. Bu duruma göre, istihsanın arkasında daima özel nitelikli başka bir delil daha bulunmaktadır. Bu özel delil nass, icma, zaruret, kapalı kıyas, örf veya maslahat olabilir.
a) İstihsanın nass’a dayanması. Hz. Peygamber, Hakim b. Hızam’a hitaben “Sahip olmadığın birşeyi satma”82 buyurmuştur. Bu, genel nitelikli nass’tır. Medine’ye hicretten sonra Allah elçisi Medinelilerin meyveleri hakkında bir veya iki yıllığına selem (para peşin, mal veresiye) akdi yaptıklarını görünce şöyle buyurdu: “Selem yoluyla satış yapan, bunu belirli ölçüde veya belirli tartıda ve belirli süre tayin ederek yapsın.”83 Selemde henüz mala malik olunmadan satış niteliği olmakla birlikte bu özel nitelikli hadisle kıyasa aykırı olarak caiz görülmüştür.
b) İcma’a dayanması. Buna istisna akdi örnektir. Sanatkâra belirli para karşılığında verilen sipariş, akid sırasında mevcut olmayan bir maldır. Fakat bu, icma ile caiz görülmüştür.
c) Zarurete dayanması. Pislenmiş kuyunun temizlenmesi tüm suyun çıkarılmasını gerektirirken zaruret olarak bir kısım su çıkarılarak kuyu temiz sayılır.
d) Kıyasa dayanması. Mesela; yırtıcı kuşların artığı; arslan kaplan gibi yırtıcı hayvanlara kıyas edilirse pis sayılması gerekir. Ancak bunların gagaları kemik ve temiz olduğu için insana kıyas yapılarak artıkları temiz kabul edilmiştir.
e) Örfe dayanması. Vakfın ebedî devam için gayri menkul olması gerekir. Ancak İmam Muhammed, kitap ve benzeri vakfedilmesi örf haline gelmiş menkullerin, kıyasa aykırı olarak vakfa konu olabileceğine hükmetmiştir.
f) Maslahata dayanması. Hz. Peygamber; “Zekat, Muhammed’e ve Muhammed’in ailesine helal değildir.”84 buyurmuştur. Ebu Hanife ve Malik, kendi devirlerinde, Hz. Muhammed’in ailesinden Haşimoğullarına zekat verilebileceğine hükmetmişlerdir. Çünkü şartlar değişmiş, devlet tarafından kendilerine hakları verilmez olmuştu.85
(kaynak : Hamdi Döndüren).
|