AHİRETE İMAN HAKKINDA:
İnsan hayatı dört devreye ayrılabilir:
1) Ruhların topluca yaratılıp; “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” 164 ilâhî hitabından itibaren anne karnındaki cenine yaklaşık dört ay on gün sonra ruh üfleninceye kadar olan devre. Buna dünya öncesi ruh devresi diyebiliriz. Bu dönemdeki halini Allah’ın izin verdiği kimselerden başkası hatırlamaz ve bilmez.
2) Dünya hayatı. Beden, dünyanın fizik şart ve özelliklerine sahip olan ve dünyada imtihan süresince ruha bir kılıf, bir ortam vazifesi gören bir araçtır...
3) Ölümle kıyametin kopması arasında da kabir hayatı dönemi.
4) Yeniden dirilme ile başlayıp sonsuza kadar devam edecek olan ahıret hayatı. Bu duruma göre kabir hayatı, dünya hayatı ile âhiret hayatı arasında yer almaktadır. Buna berzah hayatı da denir.
Kâfirlere ve mü'minlerden bazı günahkar olanlara kabir azabı, diğer bir kısım mü’minlerin nimetlenmesi, Münker ve Nekir’in kabirde soru sorması kitap ve sünnet ile sabittir.
Allahü Teâlâ şöyle buyurur: “(Azaptan birisi de) ateştir ki, onlar sabah, akşam arzolunacaklardır. Kıyametin kopacağı gün de; “Firavun hanedanını azabın en çetinine sokun” denilecek” 165 Bu ayette sözü edilen azap, kıyametten önce vuku bulacağına göre, kabir azabı olduğu anlaşılmaktadır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur.”166 İbn Abbas (r.a) Rasulullah (s.a.s)’in iki kabrin yanından geçerken şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Şüphesiz bu ikisi de azap görüyorlar. Gördükleri azap da çok büyük bir iş için değil. Onlardan birisi, küçük abdestte idrardan sakınmaz ve temizlenmezdi. Diğeri ise laf getirip götürerek halkın arasını ifsat ederdi.”167
Münker ve Nekir isimli melekler kabirde ilk sorgulamayı yaparlar. Mü'mine de kâfire de aynı soruları sorarlar. Hadis-i Şerifte kabir soruları şöyle açıklanır: “... Kabirde mü'minin yanına iki melek gelir ve; “Rabbin kimdir?” derler. Mü'min ruh: “Rabbim Allah’tır” der. Onlar: “Dinin nedir?” derler. Mü'min ruh: “Dinim İslâm’dır” der. Onlar: “Bunları sana bildiren nedir?” derler. O da: “Allah’ın kitabını okudum, ona inandım ve tasdik ettim” der. Kâfir ise, bu sorulara; “Bilmiyorum” der ve cevap vermeye gücü yetmez.168
(kaynak: Hamdi Döndüren).
|