KURAN-I KERİM:
Kitab adı da verilen Kur’an-ı Kerim şöyle tarif edilir: Yüce Allah’ın Hz. Muhammed’e (s.a.s) Arapça olarak indirilmiş, bize kadar tevatür yoluyla nakledilmiş, mushaflarda yazılı, Fatiha Suresi ile başlayıp Nas Suresi ile sona ermiş kelâmıdır.
Kur’an, Hz. Muhammed’in (s.a.s) peygamberliği süresince, 23 yılda parça parça indirilmiştir. 13 yıl kadar süren Mekke devrinde, daha çok inanç, ahlâk, şirkle mücadele ve ibretli kıssalar ağırlıkta olmak üzere Kur’an’ın üçte birinden az eksiği inmiştir. 622 Miladi yılında Medine’ye hicret vuku buldu. Hüküm ayetleri daha çok orada indi. Bir yandan ibadetler, cihad, aile, mirasla ilgili, diğer yandan da ceza, muhakeme usulü, muamelat ve devletler arası ilişkilerle ilgili prensipler, esaslar burada inzal buyuruldu. Çünkü artık Medine’de bu kaideleri uygulayacak bir İslâm Devleti doğmuştu.
Kur’an-ı Kerim bir benzeri meydana getirilemeyen bir mucizedir. Hz. Peygamber(s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Hiçbir peygamber yoktur ki, insanların kendisine inanmasına sebep olacak bir mucize verilmiş olmasın. Bana verilen en büyük harika, Allah’ın bana vahyettiği Kur’an’dır. Bunun için kıyamet gününde ben, peygamberlerin en çok ümmetlisi olacağımı ümit etmekteyim.”96
Cenâb-ı Hak inkârcıların Kur’an’ın benzeri on sûre, hatta bir tek sûre bile maydana getiremeyeceklerini bildirmektedir.97 15 asır geçmesine rağmen bu meydan okuma devam etmekte, henüz cevap veren çıkmamıştır ve çıkmayacaktır.
(kaynak: Hamdi Döndüren).
|