KADER DEĞİŞİR Mİ?
Allahü Teâlâ kader proğramını ayrıntılarıyla belirlemiş ve Levh-i Mahfuz’a yazmıştır. Bunda değişiklik yapmak da onun elindedir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Allah ne dilerse onu yapar, dilediğini siler, dilediğini de sabit bırakır, yani meydana getirir. Ana kitap O’nun yanındadır.” 183
Bu ayet-i kerime’ye göre, Allahü Teâlâ, neshetmek istediği hükmü nesheder, dilediğini onun yerine koyar veya neshetmeyerek, devam ettirir. Yine eceli yaklaşanı, dilerse öldürür veya öldürmez. Ahmed b. el-Mübarek şöyle der: Bu ayetin tefsirini ümmî mürşidim Abdulaziz ed-Debbağ’a sordum. Bana şu cevabı verdi: “Geleceğe ait işlerden yağmur yağması, birisinin gelmesi, bir olayın meydana gelmesi gibi şeylerden bazısı vukua gelmez ki, “Allah onu mahveder”den maksat budur. Bir kısmı da vukua gelir ki, “meydana getirir”den maksat da budur.” 184
Yukarıdaki ayette “değişmez” denilen şey, levh-i mahfûz, kader ve ezeli olan ilahi ilimdir. Değişen ise kaza’dır.
Hz. Peygamber bir gün yıkılacak durumdaki bir binanın yanından geçerken hızlı yürüyünce, kendisine; “Ey Allah’ın elçisi, Allah’ın kazasından mı kaçıyorsun?” diye sorulunca; “Allah’ın kazasından, Allah’ın kaderine sığınıyorum” cevabını vermiştir. Hz. Ömer Şam’a gittiğinde orada veba hastalığının bulunduğunu işitince geri dönmüştü. Ona da benzer soru sorulması üzerine şöyle cevap vermiştir: “Allah’ın kazasından, yine Allah’ın kaderine sığınıyorum.”
Hz. Ömer’in kader değişikliği için şu şekilde dua ettiği nakledilir: “Allahım... Eğer adımı şakîler arasına yazmışsan, adımı oradan sil. Eğer saîdler arasına yazmışsan, onu orada sabit kıl. Zira sen; “Allah dilediğini siler, dilediğini de sabit kılar. Ana kitap onun yanındadır” buyurdun. Senin bu sözün haktır.”185
Sonuç olarak, bütün varlıkları yoktan var eden ve en hassas dengeler içinde kâinatı idare eden Yüce Allah’ın her şeyi, cereyan tarzını ve ileride alabileceği durum ve şekilleri bilmesi ve bunları ezeli ilminde belirlemiş olması tabiidir.
(kaynak: Hamdi Döndüren).
|